Veri Gizliliğimizi Koruyabilmek Mümkün Mü?

Bizi Bizden İyi Tanıyan Güçlere Karşı Kendimizi Koruma

İnternet kullanımı her konuda ihtiyaçlarımızı karşılayan bir ortam olarak gittikçe yaygınlaşmakta. Bu dönemde Veri Gizliliğimizi Koruyabilmek Mümkün Mü? “We Are Social 2021” raporunda da Türkiye’de internet kullanıcı sayısının 3,7 milyona ulaştığı belirtilmiştir  ve bu rakam geçen seneye göre %6’lık bir artış demektir. Covid sürecinde sosyal medya kullanımındaki artış ise daha ciddi boyuttadır, %11’lik bir atışla kullanıcı sayısı 6 milyona ulaşmıştır. Bu rakam Ocak 2021 için değerlendirdiğimizde nüfusumuzun %70,8’i demek oluyor.

Asıl önemli nokta ise internette geçirdiğimiz zaman. Araştırmalara göre günde 7 saat 57 dakikamız internette geçiyor, bu süre geçen yıla göre ortalama yarım saat daha uzun süre internet kullandığımızı gösteriyor. Bunun ne kadarı sosyal medyadır sizce? 2 saat 57 dakikamız sosyal medyada ki, bu oldukça ciddi bir zaman tüketimi.

İnternet için en çok mobil uygulamalar kullanıldığı bir gerçek ama hangi ortamda kullanıldığı hakkında bilginiz var mı?

% 91 evde, % 83 tuvalette, % 73 akşam yemeğinde, % 72 işte, % 79 aile / arkadaş ortamında, % 71’i randevu sırasında, % 63 alışverişte,% 78 TV izlerken, % 62 işe gidiş gelişlerde, gün boyunca çeşitli  boşluklarda % 74.

Yine bu araştırmada;

  • Telefonlarımızda ortalama 40 uygulama bulunuyor,
  • % 89’umuzun telefonunda ortalama 18 bulunuyor
  • %60’ımız sosyal medya, oyun ve iletişim uygulamaları ile daha ilgiliyiz, bunları aktif kullananlarımız ise ancak %10-15 civarındadır.

Yapılan araştırmaların etkisi belki bizi biraz dijital minimalizme yaklaştırır.

Veri Gizliliğimizi Korurken En Büyük Yalanımız “Kullanım Koşullarını Okudum”

Bu uygulamaları yüklerken  önümüze çıkan, bizden okumamız beklenen detaylı kullanım koşullarını onaylamamız bekleniyor. Onay verirken kaç kişinin koşulları okuduğunu düşünüyorsunuz? Bu oran gerçekten çok çok az. Uygulamalar ister kullanalım, ister kullanmayalım, verdiğimiz izinlerle bizleri takibe almış oluyorlar. 

Peki bu kadar zaman içinde neler oluyor?

İnternette gezdiğimiz siteler, kullandığımız uygulamalar bilgi toplayarak  bizi ailemizden, sevdiklerimizden hatta kendimizden daha iyi tanır konuma geliyorlar. Çünkü her tıkladığımız sitede, like’ladığımız aksiyonla biz kendi dijital parmak izimizi adım adım her yere bırakıyoruz. Bu da bizi, tüm yönlerimizle bizden bile daha iyi tanıyan bir sanal ortamın içine sürüklüyor. 

Aplikasyonlar neden bize ihtiyaçları olmayan sorular soruyor?

Herhangi bir uygulama neden bize yaşımız, cinsiyetimiz hatta en önemli iletişim bilgimiz olan telefonumuzu soruyor? Hatta bu yolla gün içinde nerelerde bulunduysak bununla ilgili bilgiler de toplamanın yollarını biliyorlar. Verdiğimiz kişisel verilerle segmente edildiğimiz, reklam amaçlı olarak kullanıldığımız bir kere daha hatırlamamız gereken önemli bir konu.

Bazılarımız için bu konu “Sorun yok, beni tanısın, bana en uygun şeyi önüme çıkarsın.” şeklinde olabiliyor. Bu düşünce konunun çok basite indirgenmesi olur ki doğru değildir.

Yakın zamanda WhatsApp’la ilgili gündemde, Ocak 2021’de güncellenen “Gizlilik İlkesi”nde, Facebook’un bir kolu olduğunu ileterek hizmetlerini sağlamak için bazı bilgilere ihtiyaç duyduğunu ve bunlar olmadan da bizlere hizmet sağlayamayağını duyurdu. Bu konu Türkiye için kişisel verilerle ilgili farkındalık noktasında gerçekten son dönemdeki en önemli gündemdi. Bu konuda gerçekleşen tartışmalar sonucunda, WhatsApp yapılacak değişiklikle ilgili bilgilendirme için 15 Mayıs tarihini verdi, yani karar bir süre ertelendi. 

Veri Gizliliğimizi Nasıl Koruruz? Kimler hakkımızda neleri biliyor?

Dijital güvenlik teknolojisi platformu olan Clario.co’nun, şirket ve uygulamaların kullanıcılar hakkında topladığı bilgileri gösteren tabloyu incelediğimizde çarpıcı sonuçlar görebiliriz. Veri gizliliğimizi koruyamadığımızı, bu tabloda net bir şekilde görebilirsiniz.

Kisisel-veriler

%70.59’luk bir oranla Facebook kişisel verilerimizle ilgili bilgi sahibi olarak en başta, tahmin ettiğimiz gibi. Bu verilere daha ayrıntılı baktığımızda ve bunları sahiplik oranı açısından incelediğimizde kişisel verilerin yaklaşık %59 toplanma oranı ile 2. olan Instagram’ın 2012 yılında 1 milyar dolara, WhatsApp’ın ise 2014 yılında 19,3 milyar dolara Facebook tarafından satın alındığını biliyoruz.

Bu noktada Türkiye’de en çok ziyaret edilen siteleri düşündüğümüzde, ne kadar detaylı kişisel veriyi dış kaynaklarla paylaştığımızı aşağıda çok daha net görebiliriz. Türkiye’nin en çok ziyaret edilen ilk 10 yerli web sitesi Trendyol, Sahibinden, Eba, Ensonhaber, Türkiye.gov.tr, Hürriyet, Milliyet, Memurlar.net, Kizlarsoruyor.com ve Mynet. Ve en çok ziyaret edilen ilk 50 site içinde 22’sini yabancı siteler oluşturuyor.

Aralık 2020 verilerine göre Türkiye Facebook kullanıcı sayısı 57.26 milyon. Söz konusu verilere baktığımızda yerli ve yabancı site ve uygulamalara bilinçli veya  bilinçsiz bir şekilde kişisel veri paylaştığımızın farkında olmamız çok önemli.

Bizi bizden iyi tanıyan bu kanallar, bireysel bazda bizlere yön ve yol gösterebiliyorlar. Ancak birey olarak kişisel verilerimizi ve kendimizi koruma sorumluluğunu almayı da unutmamalıyız. Bu konu ile alakalı, sizlere internetin karanlık yüzünü gösteren film tavsiyelerimiz; “The Great Hack” ve “Dark Web” olabilir.

Veri gizliliğimizi koruma, kişisel verilerle ilgili merak ettiğiniz daha çok bilgi için; Garanti Blog sayfamızı ziyaret edebilirsiniz. 

Gerçek dünyada, algoritmanın analizi, durum güncellemeleri veya sayfa beğenileri gibi açıkça paylaştıklarınızla sınırlı değildir. Yazma stiliniz, tıklama hızınız, kilit açma miktarınız, diğer cihazlardan uzaklık, konuşma tonu, internet hızı, cihaz sayısı vb. gibi daha nice şaşırtıcı olan veri noktalarından yararlanılır ve sonuçlar çıkarılır.

Related Posts

GDPR

Görüşmeyi Başlat
Merhaba, hangi konu ile ilgili size yardımcı olabiliriz?
*VERBİS Kaydı Danışmanlığı
*KVKK Uyum Süreci Danışmanlığı
*BT Danışmanlığı
*GDPR Danışmanlığı
*Kurumunuza Özel Eğitim ve Danışmanlık